- 0
Mardin, çok eski zamanlardan günümüze kadar bir çok
medeniyetler barındırmıştır. Dicle ve Fırat nehirleri arasında olan bu
mezopotamya şehri muhteşem güzellikler barındırmaktadır. Harika bir mimari
yapısına sahiptir. Artuklu medeniyetinin 300 yıl egemenliğinde kalmıştır. Sonrasında Eyyubiler, Selçuklular
gibi bir çok ülkenin yaşam alanı olmuştur. 1517 senesinde Çaldıran savaşı ile
Osmanlı İmparatorluğuna geçmiştir. Tam bir medeniyetler şehridir.
Okumaya ve tarihe meraklı birisi olarak Mardin beni her
zaman cezbetmekteydi. Bekarken gitmek istedim. Ancak bir türlü nasip olmadı.
Evlenince ilk yaz tatilimizde Mardin’e gittik. Bir çok ilki barındıran bu
gezimde hayatımda ilk kez uçağa bindim. Ankara’dan hareket ederek yaklaşık bir
saatte havalimanına indik. İlk izlenimlerim çok düz ve çok bozkır olarak kaldı
aklımda. Elbette ki bunlar eleştiri değil. Daha sonrasında bir servis aracı ile
eski Mardin olarak nitelendirildiği caddesi olan 1.caddeye geldik. Geldiğim
andan beri şok olmuş bir şekilde herşeyi izliyor ve çok mutlu oluyordum.
Yıllarca hayalini kurduğum şehrime gelmiştim. Beklediğimden daha güzel bir
kentle karşı karşıya kaldım. 1. caddede her yapı eski Mardin evlerinden
oluşmuş. Otelimiz de eski yapıya ait harika bir yapıydı. Sokaklar dar, sadece
caddeden araba geçebiliyor. Sokaklardan genelde eşek, at, katır gibi hayvanlar
geçebiliyor. Cuma saatine yakın geldiğimiz için eşim tarihi Mardin Ulu Cami’de
namaz kılmaya gitti. Bende hemen keşfe çıktım. Sokak arasında, caminin önünde
harika bir dükkan gördüm. İnsanlar orada birbirine o kadar güveniyor ki dükkanı
kapatmadan camiye namaza gitmişlerdi. Bu arada Mardin de ezan bile şahane
okunuyor. Çok daha ahenkli ve etkileyiciydi.
Otele geçip ilk gün sadece 1.caddede takılıp iftar için rezervasyon yaptık. Beğendiğimiz bir restaurantta Mardin’ in büyük topraklarını gören bir iftar yaptık. Top atışı ile başlayan iftarla hayatımda ilk kez içli köfte yedim. Bir daha da içli köfteden vazgeçemedim. Yol üstünde tarihi medrese ve kiliseler mevcuttur. Hepsine girip ziyaret etmeye çalıştım. Ramazan ayında gittiğim için şarap satan dükkanlar kapalıydı. Mardinde müslümanlar, Hristiyanlar ve Süryaniler gibi inanç yelpazeleri vardır. O kadar güzel bir saygı var ki aralarında, muhteşem görüntüler görüyorsunuz. Mardinin halkı çok yardımsever. Rehbersiz çıktığımız bu gezide soru sorarak gezdik. O kadar güzel davranıyorlar ki nerdeyse gitmek istediğiniz yere bırakacaklar sanıyorsunuz. Medeniyetler şehri olduğunu da burden anlıyorum. Kimler gelip kimler gemiş. Herkes medeniyetler kenti olduğunu kabul edip hoşgörü ile yaşamakta.
Midyat Gezisi
Ertesi gün araba kiralayıp Midyat’a geçtik. Midyat güzel ve yine eski Mardin evlerinin olduğu bir yer. Midyatta bir çok kilise mevcut. Yaşam alanı olarak da kullanılan tarihi ve turistlik bir yer. “Hükümet Kadını” filmininde çekildiği alanları Midyatta görebiliyorsunuz. Meydanı olan bu güzel ilçede sokakta koşuşan çocuklar, çeşitli gümüşçüler görmek mümkün. Yaşam alanı olarak kullanılan asma yaprakları ile kaplı avlulardan oluşan evler mevcut. Uzun duvarların içinde büyük avluların olduğu evler var. Bu ikinci gün de tekrar 1. Caddeye dönüp iftar için rezervasyon yaptık. Süryani kebabını iftarla beraber tatmış olduk. Otelimizde sahur yapma fırsatı da harika oldu. Gece 3 gibi muhteşem Mardin ve mezopotamya manzarası ile sahur yapmak paha biçilemezdi. Daha sonrasında Batman Hasankeyf ziyaretinde bulunduk.
Batman ve Urfa Gezisi
Midyat ile yaklaşık 1 saat uzaklıkta olan bu tarihi şehri görmek paha biçilemezdi. Mağaraları da ziyaret edip tarihleri hakkında bilgi aldık. Oralarda 9 yaş civarlarında olan çocuklar sizlere rehberlik yapabiliyorlar. O güzel nehrin akması ile çok eski medeniyetler beşiği olan Hasankeyf harika manazaralar barındıryor. Köprüsü olsun, sokakları, mağaraları ve kalıntıları ile tarihe meraklı insanlar için gidilmesi gereken bir yer.
Ertesi gün kara yoluyla Urfa iline geçiş yapıp günü birlik Balıklıgöl ziyaretinde bulunduk. Muhteşem ve mübarek yer olan Balıklıgölde’deki balıklar çok güzeldi. Hz. İbrahim aleyhisselamın hikayesinin geçtiği yere şahit olduk. Hz. İbrahim’in ateşlerin içinden nasıl kurtulduğunu bilerek oralarda gezmek çok etkileyiciydi. Balıklıgöl’ün bakımı temizliği de dikkatimi çekti. Gayet iyiydi. Farkettiğim bir hususta ciddi bir manevi havası ve huzur vardı. Urfa halkının misafirperverliğine yine hayran kaldık. Urfa'ya gelmişken lahmacun yememek olmazdı. Tadına az rastlanan harika lahmacunu Urfa merkezde yedik.
Urfa'dan havalimanına geçerek Ankara'ya dönüş yaptık. Sizlere bunları yazarken hala tadı damağımda olan gezilerimi sizin de yaşamanızı isterim. Ben iç anadolu ve batı karadeniz kültürü ile büyüyen biriyim. Güney doğuyu bu kadar sevmem gerçekten beğendiğimdendir. Bunları bilerek beni değerlendirmenizi isterim. Gitmek isteyenler için şimdiden iyi yolculuklar dilerim
Email adresiniz gözükmeyecektir. *
Yorumlar(0)