- 0
Geleneksel çocuk oyunları, toplumun kültürünü
nesilden nesle aktaran araçlardan biridir. Somut ve soyut mesajlar içerir.
İçerisinde yaşanılan toplumun değer yargılarını ve kültürünü yansıtır.
Canlıların varoluşundan itibaren oyun,
insanlar ve hayvanlar arasındaki varlığını sürdürmektedir. Çocukluk dönemi ile
beraber bireyin kendisi ve çevresini öğrenmesi oyunla başlar. Oyun belirli
kurallarla oynanan, nicelik ve nitelik açısından bireyin gelişimini ve
eğitimini destekleyen, eğlenceli bir faaliyettir.
Geleceğimizin mimarları çocuklarımız oyunlarla
birtakım değerler kazanır. Toplumun değerlerini her oyun yansıtmaz. Özellikle
günümüzde teknolojinin etkisinde kalan oyunlar toplumun değerlerini ya hiç
yansıtmaz ya ada çok az yansıtır. Teknolojinin hayatımızdaki yeri arttıkça
oyunlar, geleneksel oyunlar ve bilgisayar oyunları diye karşımıza çıkar.
Bilgisayar oyunları ve televizyon çocuğa toplumsal bir değer katmadığı gibi
aksine çocuğu toplumsal değerlerden uzaklaştırır.
Bilgisayar oyunları ve televizyon, çocuğu
sanal dünyanın içine çeker ve hapseder. Çocuğu, yalnız başına düşünmeye ve
hareket etmeye yönlendirir. Sanal dünyanın içindeki çocuğun oyunu, kullandığı
malzemeler, arkadaşları sanaldır. Sanal dünyaya hapsolmuş çocuk paylaşıma
kapalıdır.
Geleneksel çocuk oyunları bazen açık havada
bazen ev veya okul ortamında gruplar halinde oynanmaktadır. Paylaşmak,
sabretmek, saygı duymak, iş birliği içinde hareket etmek, dürüst olmak, yardım
etmek gibi birçok değeri çocuğa farkında olmadan kazandırır. Bu oyunlarda
mevsimine göre bazı değişimler olabilmektedir. Her mevsimde kendine özgün
oyunlar vardır. Geleneksel oyunlarda coğrafya ve kültüre göre bazı bölgelerde
birtakım değişimler gözlenmektedir. Ancak temelindeki değerler aynıdır.
Kısaca özetleyelim. Çocuklara değer
kazandırmadaki en iyi yöntem oyundur. Geleneksel çocuk oyunları çocuğun fiziki
ve zihni gelişimini, iletişim becerisini destekler. Çocuğa toplum değerlerini
kazandırır.
Unutulmayan
Geleneksel Çocuk Oyunları
En çok bilinen geleneksel çocuk oyunları
hangileri? Bir göz atmaya ne dersiniz? Siz geleneksel çocuk oyunları arasından
en çok hangisini seviyorsunuz? Bu oyunlardan hangisi sizi çocukluğunuza
götürecek? Gelin hep beraber çocukluğumuza kısa bir yolculuk yapalım.
-Bezirganbaşı: 8 ve daha fazla kişi ile geniş bir mekanda oynanır. Grup içinden 2
kişi bezirganbaşı seçilir. Bezirganlar diğer arkadaşlarına duyurmadan
kendilerine benzer isimler seçer. (Örneğin: muz-çilek, at-eşek gibi.) El ele
tutuşup, ellerini yukarı kaldırıp kapı şeklini oluştururlar. Öteki çocuklar tek
sıra halinde kervancı olarak kapıdan geçerler. Kervancılar “Aç kapıyı
bezirganbaşı” şarkısını söylerler.
“Aç kapıyı bezirganbaşı, bezirganbaşı
Kapı hakkı ne alırsın, ne verirsin
Arkamdaki yadigar olsun, yadigar olsun
Bir sıçan, iki sıçan, üçüncü de kapana
kaçan”
Şarkı bittiğinde kapı kapanır. Bezirganlar
kollarını indirir ve kervancılardan içerde kalanı kenara alıp seçtikleri iki
kelimeyi sorarlar. Hangi bezirganın kelimesini seçerse onun arkasına geçip
belinden tutar. Şarkı devam eder ve tüm kervancılar bitinceye kadar aynen devam
edilir.
Yere bir çizgi çekilir. Oluşan iki grup
birbirini kendi çizgilerinin içine doğru çekerek oyunu kazanmaya çalışır.
-Saklambaç:
Geleneksel çocuk oyunları denilince birçoğumuzun
aklına ilk gelen oyunlardan biridir. Grup içinden bir kişi ebe olarak seçilir.
Ebe yüzünü duvar ya da ağaç gibi göremeyeceği bir yere yaslayarak en az 30’a
kadar sayar. Bu esnada diğer oyuncular saklanır. Ebe saymayı bitirdiğinde, “Önüm,
arkam, sağım, solum ebe. Saklanmayan sobe!” diyerek oyuncuları uyarır. Ebe
etrafa bakarak oyuncuları saklandıkları yerde bulmaya çalışır. Oyuncular da
ebeye yakalanmadan ebenin saydığı yere ulaşarak “Sobe!” demeye çalışır.
Ebenin ilk bulduğu kişi ebe olur. Diğerleri tekrar saklanarak oyuna devam eder.
Ebe gördüğü bir kişinin ismini yanlış
söylerse, diğer oyuncular saklandıkları yerden çıkar. “Çanak çömlek
patladı!” diyerek bağırırlar. Ebe tekrar baştan sayar ve oyuncular tekrar
saklanır.
-Kurt
baba oyunu: 8 ve daha fazla kişi ile geniş bir mekanda
oynanır. Oyunculardan biri kurt baba, biri anne tavuk seçilir, diğerleri civciv
olur. Kurt baba uzaklaşır. Anne tavuk, kurt babaya duyurmadan civcivlerin her
birine bir renk adı verir. Kurt baba gelir, hayali olarak kapıyı çalar. Anne
tavuk ile aralarında aşağıdaki konuşmalar geçer.
Kurt baba: Tık tık tık tık
Anne tavuk: Kim o?
Kurt baba: Kurt baba
Anne tavuk: Ne istiyorsun?
Kurt baba: Yumurta
Anne tavuk: Hangi renk?
Kurt babanın istediği renk hangi oyuncunun
rengi ise o kurt babadan kaçar. Kurt baba yakalamaya çalışır. Kurt babaya
yakalanmadan tekrar yuvaya gelirse oyun baştan oynanır. Eğer kurt babaya
yakalanırsa, yakalanan oyuncu kurt baba olur. Kurt baba ise oyuncunun yerine
geçer. Anne tavuk tekrar civcivlere birer renk verir. Oyun bu şekilde devam
eder.
-Birdir
bir oyunu: En az 10 kişi ile oynanan bir oyundur. Bir
kişi ebe seçilir. Ebe arkadaşlarından 25 adım ötede durur ve kamburlaşarak
eğilir. Geri kalan 9 kişi sıraya girer. Birinci kişi koşarak ebenin üzerinden
atlar ve tekerlemesini söyler. Ebeden 3-4 adım ötede kamburlaşarak eğilir.
İkinci sıradaki kişi koşarak hem ebenin hem de eğilen diğer arkadaşının
üzerinden atlar ve tekerlemesini söyler. 3-4 adım ötede kamburlaşarak eğilir.
Herkes bitene kadar bu şekilde oyun devam eder. Atlarken düşen veya atlayamayan
olursa o kişi ebe olur, oyun baştan başlar.
Birinci kişinin tekerlemesi: Birdir bir
İkinci kişinin tekerlemesi: İkidir iki, atlamayan olur tilki
Üçüncü kişinin tekerlemesi: Üçtür üç, atlaması güç
Dördüncü kişinin tekerlemesi: Dörttür dört, kuş gibi öt
Beşinci kişinin tekerlemesi: Beştir beş, aldım bir eş
Altıncı kişinin tekerlemesi: Altıdır altı, yaptım kahvaltı
Yedinci kişinin tekerlemesi: Yedidir yedi, el sırtıma değdi
Sekizinci kişinin tekerlemesi: Sekizim sek sek, yere düşen eşek
Dokuzuncu kişinin tekerlemesi: Dokuzum durak, nerde oturak?
Yağ
satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım: Bir ebe
seçilir, geri kalanlar daire oluşturacak şekilde oturur. Ebe elindeki mendil
ile dairenin etrafında tekerleme söyleyerek dolanır. Kimseye belli etmeden
elindeki mendili bir oyuncunun arkasına bırakır. Oyuncu mendili fark edince
ebenin peşinden koşup yakalamaya çalışır. Ebe ayağa kalkan oyuncuya
yakalanmadan onun yerine oturabilirse oyunu kazanır. Ayakta kalan oyuncu ebe
olur. Ayağa kalkan oyuncu ebeyi yakalarsa, ebe tekrar ebe olur. Oyun bu şekilde
devam eder.
-Köşe
kapmaca: Herkes bir köşe kapar, ortada kalan ebe olur.
Oyuncular birbirleri ile yer değiştirirken yerini ebeye kaptıran, açıkta kalan
kişi ebe olur.
-Körebe:
Geleneksel çocuk oyunları denilince akla ilk gelen
oyunlardan biridir. Bir kişi ebe seçilir. Diğer oyuncular ebenin etrafında
daire oluşturup, dönerler. El çırparak şarkıyı söylerler.
“Türkü söyler, döneriz
Bil bakalım, biz kimiz
Göster bizi körebe”
Ebe kollarını ileri uzatarak bir oyuncaya
değmeye çalışır. Değdiği oyuncunun saçına, başına dokunarak kim olduğunu tahmin
eder. Eğer doğru bilirse, ebe yerine o oyuncu geçer. Bilemezse aynı ebe ile
oyun devam eder.
-İstop:
Bir kişi ebe olarak seçilir ve ortaya alınır. Ebe bir
kişinin ismini söyler ve topu havaya atar. İsmini söylediği kişi topu yere
düşürmeden tutmaya çalışır. Topu tutarsa başka bir arkadaşının ismini söyler ve
topu havaya atar. Topu yere düşüren kişi topu yakalayıp alana kadar herkes
uzaklaşır. Topu yerden aldığı anda herkes olduğu yerde durur. Topu elinde tutan
kişi bir renk söyler. Herkes olduğu yerde o rengi bulup tutmaya çalışır. Ebe
rengi bulamayanlardan birini topla vurmaya çalışır. Topla vurulan kişi bir puan
kaybeder. Üç kere vurulan kişi oyundan çıkar. Oyun bu şekilde devam eder. En
son kalan kişi oyunu kazanır.
-Yakan
top: Geleneksel çocuk oyunları arasında en yaygın
olanı yakan toptur. Her çocuk mutlaka oynamıştır. Oyuncular
iki gruba ayrılır. Gruplardan biri topu atan diğeri de kaçan takım olur. Topu
atan takım aralarında mesafe olacak şekilde ikiye ayrılır. Kaçan takım ortaya
geçer. Topu atan takım, ortada kaçan takımın elemanlarını vurmaya çalışır.
Vurulan oyuncu kenara çekilir. Kaçan takımın oyuncuları topu havada yakalarsa
can kazanır. Kaçan takımın oyuncularından sadece bir kişi ortada kalınca 12
atış hakkı olur. 12 atışta vurulmazsa yine aynı takım ortaya geçer. Vurulursa
diğer takım ortaya geçer.
-Yerden
yüksek: Oyunculardan biri ebe seçilir. Diğer oyuncular
yerden yüksek bir yerlere çıkarlar. Oyuncuların sürekli yer değiştirmesi
gerekir. Oyuncular yer değiştirirken ebe yerde yakaladığı birini ebeleyip,
yüksek bir yere çıkar. Böylece yeni ebe ile oyun aynı şekilde devam eder.
-Deve-
cüce: Grup halinde oynanan geleneksel çocuk oyunları
arasında yer alır. Bir kişi ebe olur. Ebe deve diye bağırınca herkes ayağa
kalkar, cüce diye bağırınca herkes yere çömelir. Ebe art arda, hızlı, karışık
bir şekilde söyler. Ebenin talimatlarına uymayan kişiler, yanar, kenara
çekilir. En sona kalan kişi oyunu kazanır ve ebe olur.
-Elim
sende: Bir kişi ebe olur ve herkes ebeden kaçar. Ebe
oyunculardan birine dokunmaya çalışır. Ebe kime dokunursa o kişi yeni ebe olur.
Oyun bu şekilde devam eder.
-İsim-
bitki- şehir oyunu: Geleneksel çocuk oyunları
arasından bireysel olarak oynanan bir oyundur. Kağıt ve kalem kullanılır.
Başlıklar oluşturulur. Her başlık 10 puandır. Bir kişi içinden alfabeyi saymaya
başlar. Dur dendiğinde hangi harfte durduysa herkes başlıkların altına o harf
ile ilgili kelime yazar. İlk bitiren oyuncu 10’a kadar sayar. Sayma bitince
herkes kalemleri bırakır ve başlıklara yazılan kelimeler tek tek okunur. Aynı
kelimeyi yazan kişilere puanın yarısı verilir, diğer kişiler tam puan alır. Bu
şekilde oyun tekrar eder. Oyunun sonunda en yüksek puanı alan kişi oyunu
kazanır.
-Kelime
oyunu: Çocukların kelime dağarcığını geliştiren bir
oyundur. Kelime oyununun birbirinden farklı çeşitleri vardır. Kişi sınırlaması
yoktur. 2 veya daha fazla kişi arasında oynanır. Bir kişi bir kelime söyleyerek
oyunu başlatır. Sıradaki kişi kelimenin son harfi ile başlayan bir kelime
söyler. Bir kelime birden fazla söylenemez. Oyun bu şekilde devam eder. Kim
kelime bulamazsa veya önceden söylenmiş bir kelimeyi söylerse ilk seferde uyarı
alır, ikinci seferde oyun dışı kalır. En sona kalan kişi oyunu kazanır.
Farklı bir kelime türetme oyunundan da
bahsedelim. Bir konu seçilir. Sıra ile bu konu hakkında akla gelen kelimeler
söylenir. Bir kelime birden fazla söylenmez. Kim kelime bulamazsa oyun dışı
kalır. En sona kalan oyuncu oyunu kazanır.
Mendil
kapmaca: İki grup halinde oynanan bir oyundur. Bir
kişi ebe olur. Ebe gruplara eşit mesafede eline iki mendil alarak bekler. İki
grup aynı anda başlar, birinci oyuncular ebeden mendili kapıp gruplarındaki
arkadaşlarına götürür. Mendili arkadaşına geç götüren kişi diğer gruba geçer.
Tüm oyuncuları karşı tarafa geçen grup yenilir.
-Eski
minder: Gönüllü biri eski minder olur, ortada çömülür.
Diğer oyuncular eski minderin etrafında tekerleme söyleyerek, el çırparak
döner.
“Eski minder yüzünü göster,
Göstermezsen bir poz ver.
Güzellik mi, çirkinlik mi,
Havuz başında heykelcilik mi,
Yoksa mankenlik mi?”
Ortadaki gönüllü bir konu seçer. Oyuncular o
konu ile ilgi bir duruş sergiler. Eski minder beğendiği pozu seçer. Seçilen
çocuk eski minder olur. Aynı konu iki kez seçilemez.
-Üç
taş: İki kişilik oynanan bir oyundur. Yere tebeşir
yardımı ile büyük bir kare çizilir. Büyük kare 4 küçük eş kareye bölünür. Her
oyuncunun üç taşı vardır. Sırayla her oyuncu bir taşını şekil üzerindeki
köşelere yerleştirir. Tüm taşlar yerleştikten sonra yine sırayla taşlar adım
adım kaydırılarak oyuna devam edilir. Üç taşını yan yana getiren kişi oyunu
kazanır.
-Dokun
kurtar (Don- ateş) oyunu: Bir kişi ebe olur, kalabalık
gruplarda ebe sayısı arttırılabilir. Diğer öğrenciler ebeden kaçar. Ebe
dokunduğu oyuncaya don der ve oyuncu olduğu yerde kalır. Diğer oyuncular donan
oyuncuya dokunup ateş derse oyuncu hareket edebilir. Ebe tüm oyuncuları
dondurduğunda oyun biter. Başka biri ebe seçilir.
Geleneksel çocuk oyunları arasından en çok bilinenleri sizlerle paylaştım. Umarım sizler için faydalı bir yazı olmuştur.
Email adresiniz gözükmeyecektir. *
Yorumlar(0)